66 YOZGAT
1 sayfadaki 1 sayfası
66 YOZGAT
İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan Yozgat'ın topraklarının küçük bir bölümü de Karadeniz Bölgesi'ndedir. Doğusunda Sivas, güneyinde Kayseri ve Nevşehir, batısında Kırşehir ve Kırıkkale, kuzeyinde Amasya ve Çorum kuzeydoğusunda da Tokat illeri ile çevrilidir.İç Anadolu Bölgesi'ndeki en geniş platolarından Bozok Platosu üzerinde yer alan Yozgat'ın toprakları dalgalı ve engebeli bir arazi yapısına sahiptir. İlin kuzey kesimini Deveci Dağları'nın (1.907 m.) uzantıları, doğusunu Akdağlar, güneyini Kurşunlu Dağı (1.786 m.), kuzeybatısını Zincirli Dağı (1.633 m.) engebelendirmektedir. Bozok Platosu'nun kuzeyinde boydan boya uzanan Deveci Dağları Yozgat ile Tokat İlleri ile İç Anadolu ve Karadeniz Bölgeleri arasında doğal bir sınır oluşturmaktadır. Ayrıca kuzeydoğu-güneybatı doğrultusundaki Akdağlar'ın en yüksek noktaları Hamzasultan Tepesi (2.281 m.), SırıklıDağ (2.090 m.) ve Geyiklidağ (1.933 m.)'dır. Kızılırmak vadisi boyunca kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan Akdağ'lar, Kızılırmak'ın akış yönünü belirlemiş, ayrıca Yozgat'ın Sivas ile arasındaki doğal sınırını oluşturmuştur. Korkenez Dağı (1.524 m.), Yazır Dağı (1.683 m.), Dağnı Dağı (1.755 m.), Keklicek Dağı (1.369 m.), Güvencik Dağı (1.607 m.) ilin diğer yükseltileridir.
Yozgat'ın orta kesimini dalgalı düzlükler şeklinde Bozok Platosu kaplamaktadır. Akarsu vadilerinin yer yer parçaladığı bu plato deniz seviyesinden 1.200-1.400 m. yüksekliktedir. Ayrıca bu plato ilin başlıca tarım alanıdır. Bozok Platosunun güneyi lavlarla kaplı olup, akarsular burada derin vadiler oluşturmuştur. İldeki tepeler arasında alüvyonların çökmesi ile ovalar oluşmuştur. Bunların başında Boğazlıyan ve Yerköy ovaları gelmektedir. Boğazlıyan Ovası, Boğazlıyan ilçesinin batısındaki tepelerden inen dere ve çayların taşıdığı alüvyonlarla kaplıdır. Yerköy Ovası ise, Delice Irmağı'nın taşıdığı alüvyonların çöküntü alanıdır. Bunların dışında Sarıkaya ilçesinin 5-6 km. kuzeyindeki ova sellerin taşıdığı alüvyonlardan oluşan taban ovasıdır. Vadi kenarlarında ve dağ eteklerinde sellerin taşıdığı alüvyonlardan oluşmuş birikinti konileri bulunmakta olup, bunlar daha çok Karamağara Deresi'nin vadi kenarında belirgin biçimde görülmektedir. İl topraklarından kaynaklanan sular Kızılırmak ve Yeşilırmak aracılığı ile Karadeniz'e dökülmektedir. Bu suları Yeşilırmak'ın kollarından Çekerek Çayı ile Kızılırmak'ın kollarından delice Irmağı toplamaktadır.Ayrıca Akdağların doğu ve güneydoğu yamaçlarından kaynaklanan küçük dereler de ilin dışında Kızılırmak'a katılır. Bunlardan delice Irmağı'nın kollarından Konak Çayı üzerinde kurulmuş olan Gelingüllü Barajının yapay bir gölü de bulunmaktadır. Doğal göllerin bulunmadığı ilde akarsu yataklarının yapısı uygun olduğu için çok sayıda sulama, içme suyu ve taşkın koruma amaçlı barajlar yapılmıştır. Barajların gerisindeki göletlerde toplanan sular yöresel olarak küçük çapta iklim yumuşamalarına da yol açmıştır.
Yozgat'ın jeolojik yapısında dikkat çeken bir özellik de, yer altı sularının çok fazla değişik yerlerde kaynak olarak yer üstüne çıkmasıdır. Bu nedenle Yozgat yer altı suları bakımından oldukça zengindir.Yüzölçümü 14.123 km2 olup, 2000 Yılı Genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 682.919'dur.İlde İç Anadolu Bölgesi'ne özgü Karasal iklim hakimdir. Yazlar sıcak ve kurak; kışlar soğuk ve yağışlı geçer. Yaz ile kış; gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkları yüksektir. Sert iklim koşulları, Yeşilırmak havzasına giren Çekerek Vadisi'nde biraz yumuşamakta, az da olsa Karadeniz ardı ikliminin etkileri görülmektedir. Yozgat'ın bitki örtüsü step görünümündedir. Eskiden geniş alanları kaplayan ormanlar tahrip edilmiştir. Akdağlardaki ormanlar alçak kesimlerde meşe, yüksek kesimlerde de sarıçam ve ardıçlardan oluşur. İl merkezinin yakınındaki Yozgat Çamlığı ise karaçamlarla kaplıdır.Akdağmadeni, Çayıralan, Çekerek ve Merkez ilçe, ormanların en yoğun olduğu alanlardır.İlin ekonomisi tarım, tarıma dayalı sanayi, hayvancılık ve ormancılığa dayalıdır. Yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında, arpa, buğday, şeker pancarı, yeşil mercimek, patates, nohut, soğan, fiğ, kavun ve karpuz gelmektedir. Sebze ve meyvecilik az miktarda yapılmaktadır. Hayvancılık yaygın olup, sığır, manda, koyun, kıl keçisi ve Ankara keçisi yetiştirilir. Tavukçuluk ve arıcılık da yapılmaktadır.
Kalkınmada ikinci derecede öncelikli iller kapsamındadır. Başlıca sanayii kuruluşları; un, bira, yem, deri, bitkisel yağ, çivi, çimento, prefabrik konut, tuğla ve briket fabrikalarıdır. Ayrıca orman ürünlerini işleyen, dokumacılık yapan, tarım araçları üreten atölyeler bulunmaktadır.
Yer altı kaynakları yönünden oldukça zengin olan Yozgat'ın Akdağmadeni yöresinde demir, flüorit, grafit, tuğla-kiremit hammaddesi, Çayıralan'da mermer, Sarıkaya'da demir, Sorgun'da linyit, Şefaatli'de flüorit, Yerköy'de çimento hammaddesi ile kaya tuzu yatakları bulunmaktadır. Ayrıca Boğazlıyan, Sarıkaya, Sorgun ve Yerköy'de maden suyu kaynakları bulunmaktadır.Yozgat'ın Sorgun İlçesi'nin güneyindeki Alişar Höyük'te yapılan kazılarda ele geçen buluntular yöredeki ilk yerleşimin Kalkolitik Çağda (MÖ.5500-3500) başladığını göstermiştir. MÖ.XVII.yüzyılın başlarından itibaren Hititler buraya yerleşmiştir. Nitekim Sorgun ilçesindeki Kerkenes Kalesi, Boğazlıyan'da çalapverdi ve diğer köylerde yapılan kazılarda Hititlerin yörede yaygın biçimde yerleşmiş olduğunu gösteren buluntularla karşılaşılmıştır.
MÖ.1200'lerde Deniz Halkları denilen Yunanistan'dan gelen Koloni gruplarının arkasından yöre, Friglerin egemenliğine girmiştir. MÖ.VII.yüzyılda Kimmerlerin, MÖ.VI.yüzyılda Lydialıların ve ardından Perslerin yönetimine geçen yöre MÖ.334'te Büyük İskender tarafından ele geçirilmiştir. İskender'in ölümünden sonra kısa bir süre Kapadokya Krallığı buraya hakim olmuş, ardından Anadolu'yu istila eden ve göçebe bir kavim olan Galatlar buraya yerleşmiş, İç Anadolu'da kurdukları Galatia Devletinin bir bölümü de Yozgat'ı içerisine almıştır. Bu nedenle de Yozgat'ın bulunduğu yer, Galatların Ata Yurdu olarak isimlendirilmiştir.MÖ.II.yüzyılın başlarında kurulan Galatia Krallığı bir süre Pergamon ve Pontus krallıklarına bağlı kalmış ve MÖ.85'te Roma'nın egemenliğini kabul etmişlerdir. Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasından sonra Anadolu ile birlikte Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğunun sınırları içerisinde kalmıştır. Bu dönemde Arap akınları, Sasaniler bu bölgeyi ele geçirmeye çalışmışlarsa da sürekli bir hakimiyet kuramamışlardır. Bizans'ın Armeniakon, Kharsianon ve Sebasteia Themalarının içerisinde kalan Yozgat'a Malazgirt Savaşı'ndan önce Türkmen boyları yerleşmeye başlamıştır.
Malazgirt Savaşı'ndan (1071) sonra, Oğuzların Kızılkocalu, Salmanlu, Ağcalu, Çiçeklu, Zakirlu, Mesudlu, Ağcakoyunlu, Kavurgalu, Demircilu, Şam Bayadı, Söklen, Hisar Beglü, Karalu boyları Yozgat yöresine yerleşmişlerdir. İldeki bir çok yerleşim yeri yakın tarihlere kadar bu isimler ile tanınıyordu. Yozgat yöresine Oğuzların Bozok boyu yerleştikten sonra da yöre bir süre Bozok ismi ile anılmıştır.
Danişmendliler bir süre yöreye egemen olmuş, XII.yüzyılın ikinci yarısından sonra da yöre, Anadolu Selçuklularının sınırları içerisine girmiştir. XIII.yüzyılda Baba İshak isyanı ve Babâilik yöreyi etkilemiş, XIV.yüzyılın başlarında da İlhanlı, Eretna Beyliği ve Kadı Burhaneddin devleti yöreye hakim olmuştur. Kadı Burhaneddin'in 1398'de öldürülmesinden sonra Yıldırım Beyazıt yöreyi Osmanlı topraklarına katmışsa da Timur 1402-1403'te Yozgat ve çevresini ele geçirmiştir. Timur'un Anadolu'dan ayrılmasından sonra Osmanlı şehzadeleri arasında çıkan saltanat kavgaları sırasında Yozgat ve çevresi zor günler geçirmiştir. Çelebi Mehmet zamanında Yozgat ve yöresi 1413'te yeniden Osmanlı topraklarına katılmıştır. Yavuz Sultan Selim zamanında Yozgat ve çevresinde baş gösteren Celali İsyanlarından yöre büyük ölçüde zarar görmüş, ve isyanlar bastırılmıştır. Kanunî Sultan Süleyman zamanında arazi yenilenmesi sırasında 1526'da yeniden karışıklıklar çıkmış ve bunlar kısa sürede kontrol altına alınmıştır.XVII.yüzyılın sonlarında Türkmen boylarından Çapanoğulları Bozok'ta büyük güç kazanmıştır. Çapanoğullarından Ahmet Ağa, Mütesellimliğe (Vergi toplayan görevli) getirilmiştir. Bu görevde başarı göstermiş, Kapıcıbaşı payesi ile ödüllendirildikten sonra Yozgat ve yöresinde imar işlerine girişmiştir. Ayrıca 1755'te İstanbul'da baş gösteren et sıkıntısını gidermiştir. Buna karşılık da Bozok sancağı Çapanoğlu Ahmet Ağa'ya verilmiştir. Bunun sonucu olarak Çapanoğulları yörede kuvvetli bir konuma gelmiş, halka yaptığı baskılardan ötürü saraya sık sık şikayet mektupları yazılmıştır. Bunun üzerine Osmanlı Hükümeti Ahmet Ağa'ya yapmış olduğu zulümlere son vermemesi durumunda malikanesinin elinden alınacağı bildirilmiştir. Ahmet Ağa buna rağmen Maraş Valiliği'ne de göz dikmiş ve 1765'te idam edilmiştir. Bundan sonra Çapanoğulları Yozgat yöresinde etkinliklerini yitirmişlerdir. 1768'de Mütesellim olan Mustafa Bey saray ile iyi geçinmiş, devlete asker ve malzeme yardımında bulunmuş ve Çapanoğulları 1772'den sonra Yozgat ve yöresinde yeniden söz sahibi olmuşlardır. Çapanoğulları Mustafa Bey'den sonra kardeşi Süleyman Bey zamanında da saray tarafından desteklenmiş ve kendisine mukataa olarak Bozok verilmiş, ayrıca Çapanoğulları Amasya, Şarki Karahisar, Sivas, Kayseri, Maraş, Antep, Halep, Rakka, Adana, Tarsus, Konya Ereğlisi, Niğde, Nevşehir, Kırşehir ve Ankara'da da büyük bir nüfuza sahibi olmuşlardır. Çapanoğullarının bu konumu XX.yüzyılın başlarına kadar sürmüştür.
XIX.yüzyılın sonlarında Ermenilerin Hınçak Komitesi Yozgat'ta büyük faaliyet göstermiştir. Boğazlıyan'da propaganda yaparak Yozgat Mutasarrıfı Leon Efendi aracılığı ile İngilizlerle bağlantı kurup, İstanbul Hükümeti üzerinde baskı kurmaya çalışmışlardır. Bu arada Ermeni çeteleri Yozgat yöresinde soygunlara başlamıştır. Ermenilerin Anadolu'daki faaliyetlerinin artması üzerine Osmanlı Hükümeti Tehcir Kanununu çıkararak casusluk ve vatan hainliği yapan köy ve kasabaları boşaltmış ve diğer yerlere sevk etmiştir
Yozgat'ın orta kesimini dalgalı düzlükler şeklinde Bozok Platosu kaplamaktadır. Akarsu vadilerinin yer yer parçaladığı bu plato deniz seviyesinden 1.200-1.400 m. yüksekliktedir. Ayrıca bu plato ilin başlıca tarım alanıdır. Bozok Platosunun güneyi lavlarla kaplı olup, akarsular burada derin vadiler oluşturmuştur. İldeki tepeler arasında alüvyonların çökmesi ile ovalar oluşmuştur. Bunların başında Boğazlıyan ve Yerköy ovaları gelmektedir. Boğazlıyan Ovası, Boğazlıyan ilçesinin batısındaki tepelerden inen dere ve çayların taşıdığı alüvyonlarla kaplıdır. Yerköy Ovası ise, Delice Irmağı'nın taşıdığı alüvyonların çöküntü alanıdır. Bunların dışında Sarıkaya ilçesinin 5-6 km. kuzeyindeki ova sellerin taşıdığı alüvyonlardan oluşan taban ovasıdır. Vadi kenarlarında ve dağ eteklerinde sellerin taşıdığı alüvyonlardan oluşmuş birikinti konileri bulunmakta olup, bunlar daha çok Karamağara Deresi'nin vadi kenarında belirgin biçimde görülmektedir. İl topraklarından kaynaklanan sular Kızılırmak ve Yeşilırmak aracılığı ile Karadeniz'e dökülmektedir. Bu suları Yeşilırmak'ın kollarından Çekerek Çayı ile Kızılırmak'ın kollarından delice Irmağı toplamaktadır.Ayrıca Akdağların doğu ve güneydoğu yamaçlarından kaynaklanan küçük dereler de ilin dışında Kızılırmak'a katılır. Bunlardan delice Irmağı'nın kollarından Konak Çayı üzerinde kurulmuş olan Gelingüllü Barajının yapay bir gölü de bulunmaktadır. Doğal göllerin bulunmadığı ilde akarsu yataklarının yapısı uygun olduğu için çok sayıda sulama, içme suyu ve taşkın koruma amaçlı barajlar yapılmıştır. Barajların gerisindeki göletlerde toplanan sular yöresel olarak küçük çapta iklim yumuşamalarına da yol açmıştır.
Yozgat'ın jeolojik yapısında dikkat çeken bir özellik de, yer altı sularının çok fazla değişik yerlerde kaynak olarak yer üstüne çıkmasıdır. Bu nedenle Yozgat yer altı suları bakımından oldukça zengindir.Yüzölçümü 14.123 km2 olup, 2000 Yılı Genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 682.919'dur.İlde İç Anadolu Bölgesi'ne özgü Karasal iklim hakimdir. Yazlar sıcak ve kurak; kışlar soğuk ve yağışlı geçer. Yaz ile kış; gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkları yüksektir. Sert iklim koşulları, Yeşilırmak havzasına giren Çekerek Vadisi'nde biraz yumuşamakta, az da olsa Karadeniz ardı ikliminin etkileri görülmektedir. Yozgat'ın bitki örtüsü step görünümündedir. Eskiden geniş alanları kaplayan ormanlar tahrip edilmiştir. Akdağlardaki ormanlar alçak kesimlerde meşe, yüksek kesimlerde de sarıçam ve ardıçlardan oluşur. İl merkezinin yakınındaki Yozgat Çamlığı ise karaçamlarla kaplıdır.Akdağmadeni, Çayıralan, Çekerek ve Merkez ilçe, ormanların en yoğun olduğu alanlardır.İlin ekonomisi tarım, tarıma dayalı sanayi, hayvancılık ve ormancılığa dayalıdır. Yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında, arpa, buğday, şeker pancarı, yeşil mercimek, patates, nohut, soğan, fiğ, kavun ve karpuz gelmektedir. Sebze ve meyvecilik az miktarda yapılmaktadır. Hayvancılık yaygın olup, sığır, manda, koyun, kıl keçisi ve Ankara keçisi yetiştirilir. Tavukçuluk ve arıcılık da yapılmaktadır.
Kalkınmada ikinci derecede öncelikli iller kapsamındadır. Başlıca sanayii kuruluşları; un, bira, yem, deri, bitkisel yağ, çivi, çimento, prefabrik konut, tuğla ve briket fabrikalarıdır. Ayrıca orman ürünlerini işleyen, dokumacılık yapan, tarım araçları üreten atölyeler bulunmaktadır.
Yer altı kaynakları yönünden oldukça zengin olan Yozgat'ın Akdağmadeni yöresinde demir, flüorit, grafit, tuğla-kiremit hammaddesi, Çayıralan'da mermer, Sarıkaya'da demir, Sorgun'da linyit, Şefaatli'de flüorit, Yerköy'de çimento hammaddesi ile kaya tuzu yatakları bulunmaktadır. Ayrıca Boğazlıyan, Sarıkaya, Sorgun ve Yerköy'de maden suyu kaynakları bulunmaktadır.Yozgat'ın Sorgun İlçesi'nin güneyindeki Alişar Höyük'te yapılan kazılarda ele geçen buluntular yöredeki ilk yerleşimin Kalkolitik Çağda (MÖ.5500-3500) başladığını göstermiştir. MÖ.XVII.yüzyılın başlarından itibaren Hititler buraya yerleşmiştir. Nitekim Sorgun ilçesindeki Kerkenes Kalesi, Boğazlıyan'da çalapverdi ve diğer köylerde yapılan kazılarda Hititlerin yörede yaygın biçimde yerleşmiş olduğunu gösteren buluntularla karşılaşılmıştır.
MÖ.1200'lerde Deniz Halkları denilen Yunanistan'dan gelen Koloni gruplarının arkasından yöre, Friglerin egemenliğine girmiştir. MÖ.VII.yüzyılda Kimmerlerin, MÖ.VI.yüzyılda Lydialıların ve ardından Perslerin yönetimine geçen yöre MÖ.334'te Büyük İskender tarafından ele geçirilmiştir. İskender'in ölümünden sonra kısa bir süre Kapadokya Krallığı buraya hakim olmuş, ardından Anadolu'yu istila eden ve göçebe bir kavim olan Galatlar buraya yerleşmiş, İç Anadolu'da kurdukları Galatia Devletinin bir bölümü de Yozgat'ı içerisine almıştır. Bu nedenle de Yozgat'ın bulunduğu yer, Galatların Ata Yurdu olarak isimlendirilmiştir.MÖ.II.yüzyılın başlarında kurulan Galatia Krallığı bir süre Pergamon ve Pontus krallıklarına bağlı kalmış ve MÖ.85'te Roma'nın egemenliğini kabul etmişlerdir. Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasından sonra Anadolu ile birlikte Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğunun sınırları içerisinde kalmıştır. Bu dönemde Arap akınları, Sasaniler bu bölgeyi ele geçirmeye çalışmışlarsa da sürekli bir hakimiyet kuramamışlardır. Bizans'ın Armeniakon, Kharsianon ve Sebasteia Themalarının içerisinde kalan Yozgat'a Malazgirt Savaşı'ndan önce Türkmen boyları yerleşmeye başlamıştır.
Malazgirt Savaşı'ndan (1071) sonra, Oğuzların Kızılkocalu, Salmanlu, Ağcalu, Çiçeklu, Zakirlu, Mesudlu, Ağcakoyunlu, Kavurgalu, Demircilu, Şam Bayadı, Söklen, Hisar Beglü, Karalu boyları Yozgat yöresine yerleşmişlerdir. İldeki bir çok yerleşim yeri yakın tarihlere kadar bu isimler ile tanınıyordu. Yozgat yöresine Oğuzların Bozok boyu yerleştikten sonra da yöre bir süre Bozok ismi ile anılmıştır.
Danişmendliler bir süre yöreye egemen olmuş, XII.yüzyılın ikinci yarısından sonra da yöre, Anadolu Selçuklularının sınırları içerisine girmiştir. XIII.yüzyılda Baba İshak isyanı ve Babâilik yöreyi etkilemiş, XIV.yüzyılın başlarında da İlhanlı, Eretna Beyliği ve Kadı Burhaneddin devleti yöreye hakim olmuştur. Kadı Burhaneddin'in 1398'de öldürülmesinden sonra Yıldırım Beyazıt yöreyi Osmanlı topraklarına katmışsa da Timur 1402-1403'te Yozgat ve çevresini ele geçirmiştir. Timur'un Anadolu'dan ayrılmasından sonra Osmanlı şehzadeleri arasında çıkan saltanat kavgaları sırasında Yozgat ve çevresi zor günler geçirmiştir. Çelebi Mehmet zamanında Yozgat ve yöresi 1413'te yeniden Osmanlı topraklarına katılmıştır. Yavuz Sultan Selim zamanında Yozgat ve çevresinde baş gösteren Celali İsyanlarından yöre büyük ölçüde zarar görmüş, ve isyanlar bastırılmıştır. Kanunî Sultan Süleyman zamanında arazi yenilenmesi sırasında 1526'da yeniden karışıklıklar çıkmış ve bunlar kısa sürede kontrol altına alınmıştır.XVII.yüzyılın sonlarında Türkmen boylarından Çapanoğulları Bozok'ta büyük güç kazanmıştır. Çapanoğullarından Ahmet Ağa, Mütesellimliğe (Vergi toplayan görevli) getirilmiştir. Bu görevde başarı göstermiş, Kapıcıbaşı payesi ile ödüllendirildikten sonra Yozgat ve yöresinde imar işlerine girişmiştir. Ayrıca 1755'te İstanbul'da baş gösteren et sıkıntısını gidermiştir. Buna karşılık da Bozok sancağı Çapanoğlu Ahmet Ağa'ya verilmiştir. Bunun sonucu olarak Çapanoğulları yörede kuvvetli bir konuma gelmiş, halka yaptığı baskılardan ötürü saraya sık sık şikayet mektupları yazılmıştır. Bunun üzerine Osmanlı Hükümeti Ahmet Ağa'ya yapmış olduğu zulümlere son vermemesi durumunda malikanesinin elinden alınacağı bildirilmiştir. Ahmet Ağa buna rağmen Maraş Valiliği'ne de göz dikmiş ve 1765'te idam edilmiştir. Bundan sonra Çapanoğulları Yozgat yöresinde etkinliklerini yitirmişlerdir. 1768'de Mütesellim olan Mustafa Bey saray ile iyi geçinmiş, devlete asker ve malzeme yardımında bulunmuş ve Çapanoğulları 1772'den sonra Yozgat ve yöresinde yeniden söz sahibi olmuşlardır. Çapanoğulları Mustafa Bey'den sonra kardeşi Süleyman Bey zamanında da saray tarafından desteklenmiş ve kendisine mukataa olarak Bozok verilmiş, ayrıca Çapanoğulları Amasya, Şarki Karahisar, Sivas, Kayseri, Maraş, Antep, Halep, Rakka, Adana, Tarsus, Konya Ereğlisi, Niğde, Nevşehir, Kırşehir ve Ankara'da da büyük bir nüfuza sahibi olmuşlardır. Çapanoğullarının bu konumu XX.yüzyılın başlarına kadar sürmüştür.
XIX.yüzyılın sonlarında Ermenilerin Hınçak Komitesi Yozgat'ta büyük faaliyet göstermiştir. Boğazlıyan'da propaganda yaparak Yozgat Mutasarrıfı Leon Efendi aracılığı ile İngilizlerle bağlantı kurup, İstanbul Hükümeti üzerinde baskı kurmaya çalışmışlardır. Bu arada Ermeni çeteleri Yozgat yöresinde soygunlara başlamıştır. Ermenilerin Anadolu'daki faaliyetlerinin artması üzerine Osmanlı Hükümeti Tehcir Kanununu çıkararak casusluk ve vatan hainliği yapan köy ve kasabaları boşaltmış ve diğer yerlere sevk etmiştir
ßurcu- * V.I.P *
-
Yaş : 32
Nerden : Antalya
Mesaj Sayısı : 174
Hobiler : Yüzmek
Aldığı Teşekkürler : 300
Ruh Hali :
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz