Cep Telefonunun Tarihçesi
1 sayfadaki 1 sayfası
Cep Telefonunun Tarihçesi
CEP TELEFONU TARİHÇESİ
1973 yılında ilk cep telefonunun mucidi olan Martin Cooper İlk cep telefonunu 30 yıl önce üreten Martin Cooper bugün 74 yaşında. Motorola’da mühendis olarak çalışırken ürettiği cep telefonunun son on yılda hızla yayılmasını ve 850 gram ağırlığındaki bir tuğla görünümünden 80-90 gram ağırlığındaki teknoloji ürünlerine dönüşmesini ilgiyle izliyor. Ancak, Cooper’a göre bu teknolojiler daha başlangıç.
Cooper’in hayalinde kulağın arkasına sığabilecek kadar bir cep telefonu üretilmesi yatıyor. Sesli emirle ya da kullanıcının düşüncesiyle arama yapacak telefon, bir arama geldiğinde ise çalmak yerine, kullanıcısının kulağını gıdıklayacak.
Tuğla Cep Telefonu
Ürettiği kablosuz cep telefonuyla ilk görüşmeyi 3 nisan 1973 tarihinde yaparak tarihe geçen Cooper’in ilk Motorola cep telefonu 850 gram ağırlığında, 25 cm yüksekliğinde, 8 cm derinliğinde ve 4 cm genişliğindeydi. Şu anda üretilen ve avuç içinde kaybolacak kadar küçük cep telefonlarıyla karşılaştırıldığında daha çok bir tuğlayı andıran ilk cep telefonu üretildiği dönem için bir devrim niteliği taşıyordu.
Cep telefonunda önce kullanılan araç telefonlarının yaklaşık 13 kg ağırlığında olduğu düşünülürse ilk cep telefonunun getirdiği değişimi anlamak daha kolay olabilir.
Cooper, Motorola’da sistem bölümü müdürü olarak çalıştığı dönemde, cep telefonunun geliştirilmesinin ardında yatan fikri şöyle açıklıyor:
Temel hayalimiz insanların arabalara konuşmak zorunda kalmamasıydı. İnsanlar bir masayı ya da bir duvarı aramak istemiyordu.
Cep Telefonları ve Cep Telefonları Şebekeleri
Mobil telefon ağlarında da her işlem otomatik olarak gerçekleştirilir. İlk mobil telefon denemeleri 1918 yılında Berlin'de yapılmaya başlanmasına rağmen diğer Avrupa ülkelerine göre Almanya teknik gelişmeler açısından daha gelişmiş konumdadır.
Farklı ülkelerde mobil telefon, hücre ya da cep telefonu olarak da adlandırılan iletişim araçları ülkemizde de kısa bir geçmişe sahipler ve 80'li yılların ortalarında ilgi görmeye başladılar. 1986 yılında Almanya'da kurulan C-Netz'i 1992’de de D-Netz izledi. Almanya'da ilk telefon şebekesi ise telekom tarafından kuruldu. Sonraları Mannesmann ve E-Plus şirketlerine lisans verildi. Almanya'daki bugüne kadarki son girişim de 1998'de VIAG-INTERCOM ağı tarafından sağlandı. Türkiye'de şuan kullanılmakta olan üç telefon şebekesi de dâhil olmak üzere tüm cep telefonu şebekeleri ilk önce İngiltere’de karşılaştırılan hücresel ağlar prensibine göre çalışmaktadırlar. Dünya üzerinde bu amaçla değişik bant aralıkları kullanılmaktadır. Şu an Türkiye'de 900 ve 1800 Mhz. frekans aralığı desteklenmektedir.
Ağ Dünyasında Hücrelerin Önemi
Bu sebepten dolayı kullanılan alanlar birkaç hücreye ayrılmıştır. Hücreler farklı derecede büyüktürler ve karşılıklı konuşmaları karıştırmamak için farklı frekanslar desteklemeleri gerekmektedir. Hücrelerin kapsama alanları fiziksel özelliklere göre değişim gösterirler. Verici istasyon kurarken, seçilen alanların ortasına değil kenarına kurulmasına dikkat edilir. Böylelikle bir verici istasyon ile üç hücreye aynı zamanda hizmet verilmiş olur. Bu hücreler içerisinde problemsiz olarak konuşabilmek için her defasında alıcı/verici anten ve temiz bir alıcı anten yeterli olacaktır. Üç ayrı hücre için ise toplam altı anten gerekmektedir.
1973 yılında ilk cep telefonunun mucidi olan Martin Cooper İlk cep telefonunu 30 yıl önce üreten Martin Cooper bugün 74 yaşında. Motorola’da mühendis olarak çalışırken ürettiği cep telefonunun son on yılda hızla yayılmasını ve 850 gram ağırlığındaki bir tuğla görünümünden 80-90 gram ağırlığındaki teknoloji ürünlerine dönüşmesini ilgiyle izliyor. Ancak, Cooper’a göre bu teknolojiler daha başlangıç.
Cooper’in hayalinde kulağın arkasına sığabilecek kadar bir cep telefonu üretilmesi yatıyor. Sesli emirle ya da kullanıcının düşüncesiyle arama yapacak telefon, bir arama geldiğinde ise çalmak yerine, kullanıcısının kulağını gıdıklayacak.
Tuğla Cep Telefonu
Ürettiği kablosuz cep telefonuyla ilk görüşmeyi 3 nisan 1973 tarihinde yaparak tarihe geçen Cooper’in ilk Motorola cep telefonu 850 gram ağırlığında, 25 cm yüksekliğinde, 8 cm derinliğinde ve 4 cm genişliğindeydi. Şu anda üretilen ve avuç içinde kaybolacak kadar küçük cep telefonlarıyla karşılaştırıldığında daha çok bir tuğlayı andıran ilk cep telefonu üretildiği dönem için bir devrim niteliği taşıyordu.
Cep telefonunda önce kullanılan araç telefonlarının yaklaşık 13 kg ağırlığında olduğu düşünülürse ilk cep telefonunun getirdiği değişimi anlamak daha kolay olabilir.
Cooper, Motorola’da sistem bölümü müdürü olarak çalıştığı dönemde, cep telefonunun geliştirilmesinin ardında yatan fikri şöyle açıklıyor:
Temel hayalimiz insanların arabalara konuşmak zorunda kalmamasıydı. İnsanlar bir masayı ya da bir duvarı aramak istemiyordu.
Cep Telefonları ve Cep Telefonları Şebekeleri
Mobil telefon ağlarında da her işlem otomatik olarak gerçekleştirilir. İlk mobil telefon denemeleri 1918 yılında Berlin'de yapılmaya başlanmasına rağmen diğer Avrupa ülkelerine göre Almanya teknik gelişmeler açısından daha gelişmiş konumdadır.
Farklı ülkelerde mobil telefon, hücre ya da cep telefonu olarak da adlandırılan iletişim araçları ülkemizde de kısa bir geçmişe sahipler ve 80'li yılların ortalarında ilgi görmeye başladılar. 1986 yılında Almanya'da kurulan C-Netz'i 1992’de de D-Netz izledi. Almanya'da ilk telefon şebekesi ise telekom tarafından kuruldu. Sonraları Mannesmann ve E-Plus şirketlerine lisans verildi. Almanya'daki bugüne kadarki son girişim de 1998'de VIAG-INTERCOM ağı tarafından sağlandı. Türkiye'de şuan kullanılmakta olan üç telefon şebekesi de dâhil olmak üzere tüm cep telefonu şebekeleri ilk önce İngiltere’de karşılaştırılan hücresel ağlar prensibine göre çalışmaktadırlar. Dünya üzerinde bu amaçla değişik bant aralıkları kullanılmaktadır. Şu an Türkiye'de 900 ve 1800 Mhz. frekans aralığı desteklenmektedir.
Ağ Dünyasında Hücrelerin Önemi
Bu sebepten dolayı kullanılan alanlar birkaç hücreye ayrılmıştır. Hücreler farklı derecede büyüktürler ve karşılıklı konuşmaları karıştırmamak için farklı frekanslar desteklemeleri gerekmektedir. Hücrelerin kapsama alanları fiziksel özelliklere göre değişim gösterirler. Verici istasyon kurarken, seçilen alanların ortasına değil kenarına kurulmasına dikkat edilir. Böylelikle bir verici istasyon ile üç hücreye aynı zamanda hizmet verilmiş olur. Bu hücreler içerisinde problemsiz olarak konuşabilmek için her defasında alıcı/verici anten ve temiz bir alıcı anten yeterli olacaktır. Üç ayrı hücre için ise toplam altı anten gerekmektedir.
ßurcu- * V.I.P *
-
Yaş : 32
Nerden : Antalya
Mesaj Sayısı : 174
Hobiler : Yüzmek
Aldığı Teşekkürler : 300
Ruh Hali :
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz